gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2013 Perşembe

Kuzguncuk

Blogda da yazdığım üzere Fatih'te yaşıyorum ben. Göç nedeniyle demografik yapısı çok parlak olmayan bir yer burası. Yine de İstanbul'un merkezinde olmayı hatta eskilerin İstanbul dediği yerde olmayı seviyorum ben tüm kalabalığına gürültüsüne gün be gün artan göçüne rağmen. Burdaki tarihin, evlerin, camilerin, kiliselerin verdiği duyguyu hiç bir semtte alamamıştım şimdiye kadar. Ama sanırım artık favori semtim Fatih değil Kuzguncuk. Bu kadar güzel korunmuş bir tarih, böyle tertemiz sessiz sakin sokaklar, mis gibi ağaçlar... Sanki İstanbul değil de ufak bir sahil kasabası gibi ki bana fazlasıyla İzmir'i hatırlattı Kuzguncuk.

Neyse fazla söze gerek yok; ben susayım fotoğraflar konuşssun.

Boğaziçi Köprüsü'den geçtik karşıya, daha kolay oldu Kuzguncuk'a varmamız.


Köprüden Topkapı Sarayı


Veee işte başlıyoruz














Gezdik yorulduk, sahilde bir kafede dinlendik. Manzaramız şahaneydi


Bu fotoğrafları onlarcası arasında zor seçtim. Bence siz de fotoğraflarla yetinmeyip en kısa zamanda bir Kuzguncuk turu yapın, kesinlikle görülmeye değer bir semt.

Bir dahaki yazıda görüşene kadar kendinize iyi bakın...


28 Temmuz 2013 Pazar

Süleymaniye Camii

Geldik ikinci camimize. Süleymaniye benim en sevdiğim camii; manzarası, içine girince insana verdiği huzur, güzelliği ve bulunduğu yer ile beni cezbeden, okuluma yakın olması dolayısı ile de sık sık uğradığım bu camiiyi sizlere kısaca tanıtayım.

Bildiğiniz üzere Mimar Sinan'ın kalfalık eseridir, Mimar Sinan tarafından 1551-1558 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman adına yapılmıştır. Kanuni'nin ve Hürrem Sultan'ın kabirleri burada bulunmaktadır. 

İçine camiyi de alan külliyede ayrıca medrese, kütüphane, hastane, hamam, hazire ve imaret de inşa edilmiştir.

Mimar Sinan'ın türbesi de yine buradadır. 

Peki Süleymaniye'ye nasıl gidilir? Vezneciler'de inip 5 ya da 10 dakikalık bir yürüme mesafesiyle camiiye varabilirsiniz ama eğer sadece camiyi değil İstanbul'u gezme amacındaysanız en güzeli önce Şehzade Camii'ne gidin, ordan aşağı yürüyüp Vefa'da boza için, sonra yine bir 10 dakikalık yürüme ile Süleymaniye'ye gidin. Yol üstünde Vefa Lisesi'nin tarihi binasını da fotoğraflamayı unutmayın diyerek sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum :)

Dış Avlu


İç avlu
 
 Arka avludan Haliç, Boğaz ve Topkapı Sarayı

Dış avlu








Bu fotoğrafları ise daha önceki ziyaretlerimde çekmiştim


26 Temmuz 2013 Cuma

Şehzade Camii

Ramazandan önce bizimkiler İstanbul'a gelmişlerdi.  Bu vesile ile çoğunu geçtiğimiz kış gezdiğim camiileri ve Topkapı Sarayı'nı yeniden gezme fırsatım oldu.

Şehzade Camii, Şehzadebaşı olarak anılan semtte yer alan Mimar Sinan'ın "çıraklık eserim" dediği, Kanuni Sultan Süleyman'ın geç yaşta vefat eden oğlu Mehmet için yaptırdığı camidir. Mimar Sinan caminin kubbesinin inşaatı sırasında daha geniş bir kubbe yapabileceğini farketmiş ve Süleymaniye Camii'nde bu fikrini hayata geçirmiştir. 

Şehzade Mehmet ve Şehzade Cihangir'in kabirleri cami avlusunda yer almaktadır. Ayrıca Rüstem Paşa'nın türbesi ile Şehzade Mehmet'in kızı Hümaşah Sultan'ın kabri de yine bu camidedir. 

Şehzade Camii'ne nasıl gidilir derseniz, Unkapanı durağında inip Vefa'dan gidebilirsiniz. Eminönü'den kalkan sanırım tüm otobüsler Unkapanı'ndan geçiyor. Ya da Fatih İtfaiye veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden geçen geçen herhangi bir araca binip bu duraklarda inerseniz Şehzade Camii'ni zaten karşınızda görürsünüz.








Ramazan bitmeden Süleymaniye ve Sultanahmet Camilerini de paylaşmaya çalışacağım fırsatım olursa. Herkese tekrardan hayırlı ramazanlar diliyorum, sevgiler...

4 Temmuz 2013 Perşembe

Eminönü

İstanbul'un belki de en ünlü ve her daim en kalabalık yerine gidiyoruz bu yazıda. Eskiler için hala "çarşı" demek Eminönü demek. Alışverişe gelen binlerce insanla dolup taşar gün içinde burası, çünkü yok yoktur Eminönü'de.
Ayrıca turistler için de uğranılmadan geçilmeyecek bir durak zira tekneyle boğaz turları, Mısır Çarşısı, Yeni Camii, balık-ekmek gibi İstanbul'u İstanbul yapan bir çok şey Eminönü'de bulunmakta.

"Eee geldik Eminönü'ne şimdi ne yapacağız?" diyenler için ufak bir Eminönü turu yapalım birlikte:

İlk durağımız meşhur balık-ekmekçiler
Arkadaki Galata manzarası eşliğinde afiyetle balık-ekmeğimizi yedikten sonra karşıya geziyoruz. Tam karşıda bizi Yeni Camii bekliyor.





Güvercinlere yem atmayı unutmayalım lütfen :)
,

 Vapur iskelesinde yarım saatte bir boğaz turu var sanırım. İstanbul'u gezmeye gelenler mutlaka en az bir kez vapura binip martılara simit atmalı  :)

 Mısır Çarşısı da burada, ziyaret etmeden geçemeyiz tabii ki


Selam güzel tabaklar


Vee mutlu son ♥


<a href="http://www.bloglovin.com/blog/5662015/?claim=upcz6sgzjf5">Follow my blog with Bloglovin</a>

28 Nisan 2013 Pazar

Vefa Bozacısı

Okulum Vefa'da olunca Vefa Bozacı'sının da müdavimi oldum haliyle. Bozayı hiç sevmezdim ta ki Vefa'dan boza içene kadar. Boza aslında tatlıymış bunu biliyor muydunuz :) Ben yeni öğrendim de :)

Unkapanı'nda Müze Durağı'nda inip Reşat Nuri Sahnesi'nin hemen yanındaki sokaktan Vefa'ya giriyorsunuz. ambalajcıların önünden ilerlediğinizde soldan ikinci sokağın köşesinde Vefa Bozacısı'nın tarihi binasını görebilirsiniz.

1876 Yılından beri  boza satan Vefa Bozacısı'nın hemen karşısında dileyenler için Vefa Leblebicisi de var ki o da 1922'den hizmetteymiş.

Şu sıcakta ne bozası demeyin lütfen çünkü bu bozanın yazı kışı yok her mevsim satılmakta her mevsim içilmekte, yazları şıra da satıyorlarmış onu henüz içmedim bakalım beğenirsem onu da yazarım :)

 Bu yazı da fotosuz değil tabii ki :)

Vefa Bozacısı'nın dıştan görünüşü


Dükkandaki her şey orijinalliğini koruyor

Atatürk'ün boza içtiği bardak

Herkese sevgiler...