13 Mart 2013 Çarşamba

Balkonlar bahara hazır mı?

Havalar ısınmaya başladı, bahar oldukça hızlı geldi buralara. Ani bir soğukla karşılaşmayız umarım, tüm ağaçlar çiçek açtı yazık olur hepsine

Bu aralar hummalı bir balkon dekorasyonu çalışması içindeyim. Daha öncesinde sevgili arkadaşım Çağla ile bu konuda epey konuşmuştuk. Kendisinin güzel fikirleri beni oldukça heveslendirdi :) Zaten ne zamandır aklımda olan balkon düzenleme işi için kolları sıvadım. Bu postta kendi balkonumdan fotoğraflar yok çünkü henüz bitmedi ama sizlere fikir verebilecek -ki bana çok yardımları oldu- beğendiğim balkonlardan görseller paylaşmak istiyorum. Bakalım benimki nasıl olacak :) 

Balkonda her renk olabilir bence ama en çok böyle rengarenk minderler, örtüler yakışıyor balkonlara. Cıvıl cıvıl görünüyor. Benzer minderleri İkea'da görmüştüm ya da siz de dikebilirsiniz hem böylelikle kumaş konusunda sınırsız olursunuz. Zemin için ise bu ahşap yer döşemelerini Koçtaş, Praktiker vb yapı marketlerde bulabilirsiniz.  


Balkona kilimi çok yakıştırıyorum. Temizliği kolay hem de uygun fiyata bir çok seçeneğe sahip.


Renklerin güzelliğine bakar mısınız?


Bu balkonlar rüya gibi değil mi? Hakkıyla bakabileceğimi bilsem balkonumu çiçeklerle doldururum.






Ben balkon için araştırma yaparken, sandalye ve oturma grubundan çok sedirli ve geniş oturma alanlı dekorasyonları sevdiğimi farkettim. Hem rahat hem de sıcak bir görüntüsü var. 





Bu üçlüyse favorim :)





Bu aralar okul değiştirme ev tadilatı işlerim nedeniyle bir süreliğine yazı yazmam mümkün görünmüyor. Umuyorum ki gelecek hafta başı yeni fotoğraflarla burada olacağım. Sevgiler...


12 Mart 2013 Salı

Akşama ne yemek yapsam? (Mantar sote)

Bu iş günü akşamının yemeği mantar sote.

 Bu blog yemek blogu değil ben de aşçı ya da tüm günü evde geçiren, yemek için saatler harcayabilen bir ev hanımı değilim. Bu nedenle yemek tariflerimde mucize lezzetleri değil kısa zamanda yapılabilecek lezzetli yemekleri vadediyorum diye hatırlatarak sote tarifine başlayayım :)

Malzemeler:

Yarım kilo mantar
2 Orta boy domates
1 Orta boy soğan
1 Limon
3 Sivri biber
Zeytin yağı
Bir tatlı kaşığı biber salçası
Tuz, kekik


Mantarları bol su ile yıkayıp kararmaması için, içinde limonlu su bulunan bir kaba atalım.



İçinde limonlu su bulunan kapta bekleyen mantarları sırayla alıp ortalarından ikiye keselim ve yaklaşık 2 su bardağı suda yaklaşık 20 dakika haşlayalım.




Mantarlar haşlanınca 5 yemek kaşığı zeytin yağında bir orta boy ince kıyılmış soğanı kavuralım. Ben salçasız yemek yapmadığımdan bir tatlı kaşığı kadar biber salçası da ilave ettim. Siz isterseniz eklemeyebilirsiniz.


Kavrulmuş soğanlara mantarları da ekleyip bir kaç kez karıştırdıktan sonra, rendelenmiş domatesleri ve ince doğranmış biberleri ekleyelim. Ben çok ince doğramadım çünkü biber yemiyorum :) Büyük doğrayınca ayıklaması kolay oluyor :)



 Yaklaşık 2 bardak su, tuz ve baharatları da ekledikten sonra 15 dakika kadar ağzı kapalı bir şekilde orta ateşte pişirelim.


Bu tarifle yaklaşık 40 dakikada gayet lezzetli ve sağlıklı bir yemek yaptınız hanımlar. Elinize sağlık, afiyet olsun :)


Sur Ocakbaşı


Sur Ocakbaşı İstanbul'daki sayılı kebapçılardan, zaten namını mutlaka duymuşsunuzdur :) 

Bu ününün sebepleri arasında etleri özel olarak getirtmeleri ve her yemek için özel ustaları olmasını sayabiliriz. 

Sur kebap adıyla satılan serviste; şiş kebaptan Adana kebaba, lahmacundan tavuk şişe türlü çeşit kebapla sebzeli bulgur pilavı var. Oldukça doyurucu fiyatı 22 lira. 



Ben ilk gittiğimde Adana yedim. Bir Adanalı olarak, Adana dışında yediğim en güzel Adana'ydı diyebilirim. İkinci ziyaretimde şiş kebabı denedim, yediğim en pamuk etti ki ben parça et hiç sevmem yiyemem, çiğneyemem. Et değil pamuktu o kadar diyim :))

Büryanı ben denemedim ama eşim çok beğendi, çiğ köftesi de oldukça başarılı. Sur'a gidince özel Sur tatlısını da mutlaka tadmayı ve özel bakır tasla ayranlarını içmeyi ihmal etmeyin.



Nasıl gidilir diyorsanız, Fatih İtfaiye'nin tam arkasında Kadınlar Pazarı'nda.

 



Afiyet olsun :)

8 Mart 2013 Cuma

Mıhlama

Yıllar evvel Hisar'da bir kahvaltıda tadına bakmıştım ilk kez mıhlamanın, sonra ne yemek ne de yapılan bir yere gitmek kısmet olmadı. İstanbul dışında -ve tabii ki Karadeniz dışında- pek yapıldığını görmedim zira. İstanbul'da yaşamaya başladıktan ve Malta Çarşısı'nı keşfettikten sonra mıhlama konusunda çalışmalara başladım. Mıhlama için gerekli malzemeleriMalta Çarşısı'ndaki Malta Huzur Yoğurçusu'ndan temin ediyorum. Buradan daha önce Fatih Camii yazımda bahsetmiştim.

 Gelelim mıhlamanın yapılışına; farklı tarifleri olsa da benim bir kaç kez denedikten sonra karar kıldığım tarif şu şekilde:

Malzemeler:

2 Yemek kaşığı tuzlu sarı tereyağ
2 Yemek kaşığı kavrulmuş mısır unu
1 Kase su ve süt karışımı
1 Kase Trabzon peyniri (mıhlama için derseniz daha sağlıklı olabilir)



Tereyağını orta ateşteki tavada kızana kadar ısıtalım



Mısır ununu ekleyip çok az kavuralım. Mısır unu kavrulmuş olduğu için bir dakika kadar kavurmak yeterli olacaktır.



Su ve süt karışımını kavrulmuş mısır ununun üzerine boşaltıp koyu bir kıvam alana ve tereyağı yüzeye çıkana kadar karıştıralım


Peynirleri ekleyip, eriyene kadar kısık ateşte karıştıralım


Şöyle bir görüntü elde ettiyseniz mıhlamanız hazır demektir, afiyet olsun :)