4 Temmuz 2013 Perşembe

Eminönü

İstanbul'un belki de en ünlü ve her daim en kalabalık yerine gidiyoruz bu yazıda. Eskiler için hala "çarşı" demek Eminönü demek. Alışverişe gelen binlerce insanla dolup taşar gün içinde burası, çünkü yok yoktur Eminönü'de.
Ayrıca turistler için de uğranılmadan geçilmeyecek bir durak zira tekneyle boğaz turları, Mısır Çarşısı, Yeni Camii, balık-ekmek gibi İstanbul'u İstanbul yapan bir çok şey Eminönü'de bulunmakta.

"Eee geldik Eminönü'ne şimdi ne yapacağız?" diyenler için ufak bir Eminönü turu yapalım birlikte:

İlk durağımız meşhur balık-ekmekçiler
Arkadaki Galata manzarası eşliğinde afiyetle balık-ekmeğimizi yedikten sonra karşıya geziyoruz. Tam karşıda bizi Yeni Camii bekliyor.





Güvercinlere yem atmayı unutmayalım lütfen :)
,

 Vapur iskelesinde yarım saatte bir boğaz turu var sanırım. İstanbul'u gezmeye gelenler mutlaka en az bir kez vapura binip martılara simit atmalı  :)

 Mısır Çarşısı da burada, ziyaret etmeden geçemeyiz tabii ki


Selam güzel tabaklar


Vee mutlu son ♥


<a href="http://www.bloglovin.com/blog/5662015/?claim=upcz6sgzjf5">Follow my blog with Bloglovin</a>

23 Haziran 2013 Pazar

Ben Geldim :)

Uzun zamandır yazmıyor yazamıyordum malumunuz. Ne oldu nerelerdeydin diyenlere hemen özet geçiyorum :)

İlk zamanlar okul işleri çok yoğundu, son yazılılar sözlüler derken yazmaya fırsat bulamadım. Sonrasında Gezi Parkı direnişi başladı, o süreçte burdan ve Facebook sayfamdan paylaşım yapmayı tamamen durdurdum. Böyle böyle derken haziranın 23'ü olmuş :)

Bu arada başka neler yaptın derseniz; pazara gittim mesela 
Çarşamba pazarı var burda hepiniz duymuşsunuzdur tahminimce, evdeyken pazara gideyim dedim. Yaz iyiden iyiye kendini hissettiriyor, meyveler sebzeler çeşit çeşit. Bir kaç bi şey aldım


Yine yazdan mütevellit bahçede çiçek açım merasimi tam gaz devam ediyor, bahçeyle ilgilenmem gerekti


Balkon düzenlemesini tamamladım onun ilgili ayrı bir post hazırlamam lazım aslında;  şu fotoğrafla yetineyim şimdilik



Mutfağı yaz için bir kaç ufak değişiklikle yeniden düzenledim



Yaz kahvaltılarının açılışını yaptım





Şimdi tatildeyim, olaylar duruldu, kafam daha sakin ben de sizlere bu yazıyla merhaba demek istedim. 

Herkese sevgiler...


28 Mayıs 2013 Salı

Akşam Yürüyüşü

Bu aralar hem kullandığım ilaçlar hem de sağlıksız beslenmem nedeniyle epey kilo alınca diyete ve yürüyüşe başladım ya da başlamak zorunda kaldım diyeyim :)

Yürüyüş parkurumuz  Balat Sahili'nden yukarı Unkapanı'na ordan Karagümrük'ten tekrar eve. Bir nevi evin etrafında daire çiziyoruz yani. Benim de sevdiğim yerler olunca akşam makinayı da aldım yanıma bakalım siz de sevecek misiniz benim parkuru :)

Vodina Caddesi'ni isim olarak bilmeseniz de bir çok dizi ve reklamdan biliyorsunuzdur. Ali Ayşe'yi Seviyor ve Osmanlı Tokadı son dönemde burda çekilen dizilerden ikisi sadece.

Bu fotoğrafı daha önce çekmiştim, bu mekan daha önce kliplerde ve dizilerde defalarca kullanıldı. Benim hatırladığım Annem Uyurken'deki şekerci burasıydı mesela. 

Bu da dünkü hali sokağın. Çekim bitmişti, insanları rahatsız etmemek için uzaktan çektim :)

Bu sahilde haftasonları adım atacak yer olmuyor :/ 

Gül gördüm mü dayanamam bilirsiniz :)

İstikamet Unkapanı Köprüsü

Gün batımını kim sevmez ki?

Cibali adının nerden geldiğini biliyor muydunuz? Ben dün öğrendim. Bu arada yarın 29 Mayıs. İstanbul'un fethinin 560. yılı. Kutlamalar Balat Sahil'de olacak. Ben daha önce hiç gitmedim kutlamalara ama yarın orda olacağım. Fırsatınız varsa sizin de aklınızda bulunsun. 

"İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur." 


Zeyrek'ten Süleymaniye

Bozdoğan kemeri


Şu kadarcık yerde bile ne tarihler ne hikayeler var değil mi? Fatihler, Bizanslılar, Kanuniler...

İşte İstanbul'u bu yüzden seviyorum ♥

24 Mayıs 2013 Cuma

Tam Buğday Unu

Ne zamandır tam buğday unu ve faydalarından bahsetmek istiyordum sizlere kısmet bugüne oldu, çünkü bu akşam tam buğday unlu kek yapmıştım, onu fotoğraflama fırsatım oldu :)

En basit haliyle şöyle anlatayım; 
buğdayın üç kısmı var:

Endosperm: Nişasta ve karbonhidratın depolandığı kısım ki beyaz un bu kısımdan elde edilir.

Kepek: Buğdayı koruyan dış kısım.

Ruşeym: Protein ve minerallerin bol miktarda bulunduğu, buğdayın özü diyebileceğimiz kısım.

Biz beyaz un ve ürünlerini tüketerek aslında obezite, şeker hastalığı ve kanser olmak üzere bir çok hastalığa davetiye çıkarıyoruz. Çünkü beyaz un yukarıda yazdığım kısımlardan kepek ve ruşeym elenerek elde ediliyor. 

Ben uzun zamandır evde tam buğday unu kullanıyorum, damak tadı olarak alışması hiç zor değil. Diğer una göre biraz fiyatı farklı ama neler para harcadığımızı düşünürsek lafını etmeye bile değmez. 

Bu akşam kek yaptım demiştim tam buğday unuyla, tarifini vereyim. Esmer şeker kullandım ama şekersiz kek tarifleri de buldum, deneyip onları da paylaşırım ileride. 

Malzemeler:

3 yumurta
1 orta boy su bardağı esmer şeker
1 orta boy su bardağı sıvı yağ
1 orta boy su bardağı süt
1 çay bardağı ceviz
1 tatlı kaşığı tarçın
hamur kabartma tozu ve vanilin ile alabildiği kadar un

Yapımı klasik kek tarifi. Yumurtayla şekeri iyice çırpıp ardından diğer malzemeleri, en son olarak da hamur kabartma tozu, vanilin ve unu ekliyoruz. Orta boy bir kek kalıbına ya da yuvarlak borcamların büyüğüne sığacak bir malzeme çıkıyor yukarıdaki tariften. 

160 Derecede 50 dakika kadar pişirdim, turbo fırında. Yine de her fırın farklı oluyor, standart kek pişirme sürenizde pişer diye tahmin ediyorum. 

Buyrun bunlar da fotoğraflar, afiyet olsun :)