22 Aralık 2013 Pazar

Şu İkea da Olmasa...

Eşya alma sürecinde en fazla incelediğim mağaza İkea'dır herhalde. Yatak odamı bulmasam muhtemel ki İkea'dan bir yatak odası takımımız olacaktı. İkea ile ilgili kafalardaki en büyük soru şu: "Mobilyaları kaliteli mi?" 

Biliyorsunuz İkea'da çeşitli seriler var bu seriler arasında fiyat farkının en büyük nedeni kalite farkı. Örneğin; Stockholm, Hemnes ve Liatorp serileri güvenle alıp kullanabileceğiniz kalitede lakin hiç de öyle ucuz değil onu önceden belirteyim :)

Stockholm ahşap rengi üyeleriyle bana pek hitap etmese de şıklığı tartışılmaz: işte size Stockholm'le döşenmiş iki oda



Bu da gerçek bir Stockholm evi, katalog haricinde nasıl göründüğünü anlayabilmek için güzel bir örnek ve bence oldukça başarılı

Benim en beğendiğim ve sanırım en fazla kullanılan seri ise Liatorp







Hemnes ise tipik İkea tarzı, bende de ayakkabılığı mevcut olan bu seri oldukça dayanıklı




Kırmızı, kahverengi, beyaz ve mavi olmak üzere dört renk seçeneği ülkemizde satışta olan bu seriden en beğendiğim parçalar ise şunlar

Bu kırmızı dolabı mutfak için ciddi ciddi düşünüyorum


Ve hiç yerim ve ihtiyacım olmamasına rağmen yıllardır istediğim divan


Bunlar da 2011 katalogundan örnekler



Koltuk konusunda ise koltuk değiştirsem alacağım tek model olan Ektorp'dan bahsetmezsem olmaz




Ve en popüler Ektorp kılıf, Türkiye'de de -sanıyorum Doğtaş- bu koltuğa benzer koltuklar üretilmeye başlandı ama olmuş mu derseniz ı ıh olmamış. İkea'nınki bir başka duruyor bence.


Evimde yukarıda da bahsettiğim ayakkabılığın yanı sıra bir de İkea kitaplığa yer verdim. Sanırım modeli Billy. 


Bunlar da diğer kitaplık alternatifleri


Bu da benimkinden 


Kapaklı raf isteyenler için güzel bir alternatif


Çocuk ürünleri de tam benlik ama henüz ilgi alanımda değiller, girdiği anda onlarla ilgili bir post yazarım :)

Sevgiler...

13 Aralık 2013 Cuma

Ne Güzel Bir Mevsimsin Sen Kış!

Ne çok kar yağdı bu hafta



Şükrü karla tanıştı, pek hazzetmedi görünen o ki...


Balkonu kapatsak mı, panjur mu yaptırsak derken bu güzel mavi storları gördüm Koçtaş'ta, kanepeyle de uyumlu oldu hem


Çam ağacımızın aralık ayına yakışır görüntüsü, pek belli değil ama deli gibi kar yağıyordu bu fotoğrafı çekerken





10 Aralık 2013 Salı

Kış, Kar ve Yeni Yıl

Bugün yılın ilk karı düştü İstanbul'a. Dilerim tutar çünkü bu güzel şehre çok ama çok yakışıyor beyazlar. Aralık demek kış demek, yeni yıl hazırlıkları demek, evin tadını çıkarma ayı demek... Evdeki tek mutsuz kişi Şükrü, çünkü bahçeye çıkamıyor artık eskisi gibi. Çok sıkılıyor evde ama alışacak artık napalım...

Evde neler oluyor derseniz işte böyleyiz bu aralar:




Taze güller her daim evde bulunmalı. Mis gibi...






Battaniyem bitti. Kayınvalidemin ellerine sağlık...


Bu da benimki, birleştirilmeyi bekliyor... 

Ve İpoş artık tam tamına 2 yaşında!






7 Kasım 2013 Perşembe

Gidilesi Görülesi: Abant

Kurban bayramında bir haftalık tatilden faydalanıp İstanbul'dan çok da uzaklaşmadan nefes alabileceğimiz bir yerler ararken Abant'ta karar kılıp yola koyulduk. Yıllar önce bir kez gitmiştim Abant'a ama açıkçası çok net fotoğraflar yoktu hafızamda. Bir heyecan bir telaş hazırladık eşyaları düştük yola. 

Karadeniz kendini adım adım hissettiriyor Bolu'ya yaklaştıkça. Sonbaharın o nefis turuncuları sarıları ile büyüleniyorsunuz adeta. Niyetimiz Yedigöller'e de gitmekti fakat yol yapımından dolayı sanırım kapalıydı yolu. Böyle garip bir durumla da ilk defa karşılaştım, bu kadar ziyaret edilen bir yere girişler nasıl tamamen kapatılır ilginç diyerek fotoğraflarla sizi başbaşa bırakıyorum.