Bu hafta son tatil haftam, anasınıflarıyla mini mini birler bugün okula merhaba dediler bile. Bizim mesai ise haftaya bugün başlamış olacak. Eylül zaten yıllardır benim için okul kokusu, defter kokusu, yeni kıyafetler, yeni heyecanlar demek. Sanıyorum ki aynı heyecan diğer meslektaşlarım ve öğrencilerde de var. Fakat ne oluyor da bu kadar hevesle başlanan sene bizler için adeta bir kabusa dönüyor bir kaç ay içinde? Kendime sürekli bu soruyu soruyorum nerede hata yapıyoruz?
Geçtiğimiz hafta yaşadığım ve canımı sıkan, sinirlerimi alt üst eden bir olayı paylaşayım belki ne demek istediğimi daha iyi anlatmış olurum.
Ağustos ayının son haftası, ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları oluyor liselerde. Bu sınavların ilki haziranda bu arada, bu ikinci şans çocuklar için. İkinci ve son şans, kalan ve geçenlerin belli olduğu son viraj.
Sene içinde dersle ilgi ve alakası olmadığı gibi yaramazlık ve saygısızlık sınırlarını zorlayanlar kalıyor genelde ağustosa. Herneyse, dağıttık kağıtları sınavı başlattık, öğrencilerin çoğunluğu bir kopya çekme telaşında ki görmeyin. Kız öğrencinin birinden telefon aldım en sonununda, öncesinde defalarca kopya konusunda uyardığımız halde. Muhtemelen sınıf dışındaki birine mesaj yazmış lizozumun görevleri vs...
Bunun karşılığı olan muameleyi yaptık tabii ki, tutanak tutuldu, öğrenci sınav salonu dışına çıkarıldı. Sonrasında bir kıyamet koptu inanamazsınız. Üç öğretmenin şahitliğinde tutanakla kayıt altına alınan olayla ilgili o kadar rahat yalan söyleyebiliyor ki çocuk.
Hiç bir şey yapmamışmış, telefon elinde bile değilmiş, mesaj falan yokmuş... Tabii ki ciddiye alınmadı ve gerekirse ilçe milli eğitime şikayetçi olabileceği kendisine bildirilerek konu okul yönetimi tarafından kapatıldı.
Şimdi benim canımı sıkan nedir, bir insan hiç mi kendi geleceğini düşünmez? 15 Yaş evet çocuk denecek bir yaş ama tek sorumluluğu okulu olan biri için çok şey beklemiyoruz onlardan. Ders çalışmaması, üstüne bunu hırsızlık sayabileceğimiz bir yöntemle kapatmaya çalışması, rahatlıkla yalan söyleyebilmesi, sene içinde yaptıklarından bağımsız olarak sadece bunlar bile düşündürücü aslında.
Çok konuştum biliyorum ama bu sadece okyanusta bir damla. Aranızda anne olanlarınız var ve hepimiz anne adaylarıyız; lütfen çocuklarımızla iletişim kuralım. Onlarla ilgilenelim, lise öğrencisi bir çocuk asla yeterince büyük değildir, okulunu çevresini, neler yaptığını kimlerle arkadaşlık ettiğini takip edelim. Madde bağımlısı öğrencilerimizle yaşadığımız sıkıntılardan farklı bir yazıda bahsederim sizlere.
Lütfen çocuklarımız kayıp gitmesin ellerimizden, akademik kariyerden daha önemlisi iyi bir insan yetiştirebilmek. Çocuklarımıza doğruyu, iyiyi, güzeli öğretmek biz öğretmenlerden önce ailelerin görevi olmalı. 6 Yaşında okula başlayan bir çocukta ahlak kavramları oluşmaya başlamamışsa, öğretmenin yapabileceği şeyler kısıtlıdır.
Bu kadar iç karartıcı konuşma yeter :) Yeni eğitim öğretim yılı hepimize hayırlı olsun. Çocuklarımızın yolları açık şansları bol olsun :)
Sevgiler efendim...
öğretmen ve anne adayıyım ve bu tür yazıları okuyunca çok üzülüyorum... çok zor :(
YanıtlaSilçok zor çok... aileleri için, biz öğretmenleri için, toplum için...
SilÖncelikle yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun :) siz öğretmenlerin yaptığı iş çok kutsal ve bir o kadar da zor ne yazık ki. Günümüzde gençler de maalesef çok saygısız ve çok bilmişler :( elbette istisnalar var ama geneli bizim kuşak gibi değil ki bize bile derlerdi ki biz böyle değildik diye. Ne diyeyim harika bir mesleğin var Allah'da sabretme gücü versin inşallah..
YanıtlaSilBüyük konuşmak istemiyorum ama bu devirde ebeveynler çocukla ilgilenmeyi çocuğu şımartmak şeklinde algılıyorlar. oysa ahlaki gelişim evde başlıyor, şımartılmış, yalan söylemeye alışmış, kavgacı olarak yetişmiş çocuklar okula geldiklerinde çevreye uymak yerine çevreyi kendilerine uyduruyorlar bu da sorunlar zincirini doğuruyor.
SilEvde yalanla büyüyen çocuktan okulda doğruyu büyümesini beklemek çok ütopik değil mi sence de?
Çok doluyum bu konuda çok...