7 Kasım 2013 Perşembe

Gidilesi Görülesi: Abant

Kurban bayramında bir haftalık tatilden faydalanıp İstanbul'dan çok da uzaklaşmadan nefes alabileceğimiz bir yerler ararken Abant'ta karar kılıp yola koyulduk. Yıllar önce bir kez gitmiştim Abant'a ama açıkçası çok net fotoğraflar yoktu hafızamda. Bir heyecan bir telaş hazırladık eşyaları düştük yola. 

Karadeniz kendini adım adım hissettiriyor Bolu'ya yaklaştıkça. Sonbaharın o nefis turuncuları sarıları ile büyüleniyorsunuz adeta. Niyetimiz Yedigöller'e de gitmekti fakat yol yapımından dolayı sanırım kapalıydı yolu. Böyle garip bir durumla da ilk defa karşılaştım, bu kadar ziyaret edilen bir yere girişler nasıl tamamen kapatılır ilginç diyerek fotoğraflarla sizi başbaşa bırakıyorum.









4 Kasım 2013 Pazartesi

Bu aralar...

Bu aralar ben çok dağınığım, çok yoğunum, günler peşpeşe geçerken ben de onların ardından sürükleniyorum sanki. Melankolik bir giriş oldu ama öyle değil aslında. Sadece biraz hayatı takip etmekte zorlandığım bir dönemden geçiyorum, bu hafta yazılı haftası ayrıca. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki on gün kağıtların arasında kaybolacağım. 

Haftasonu büyük bir temizlik vardı evde. Annem sponsorluğunda halı yıkama makinem yarın elimde olacak kısmetse. Beyaz koltuk kabusuma çare olacağına inanıyorum halı yıkama makinasının.
Şükrü de temizlik esnasında bizlere katıldı, çabaladı, didindi...


Haliyle çok yoruldu...


İpoş'un bilgisayarda işleri(!) varmış onları halletti.


Çiçeklerim bu aralar pek bi aktif, maşallah diyeyim...




Geçen yazımda bahsetmiştim örgü battaniyelerden, kayınvalidem bana bir tane örüyor sağolsun. Ben de kırlent yapayım dedim. Az kaldı bitince paylaşırım ikisini de.

Ha bu arada Gratis'te çılgın indirim var kaçırmayın derim.

Bu aralar bizim evde haller bu şekilde, sizler de iyisinizdir umarım. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere,
Hoşçakalın.