yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Eylül 2013 Çarşamba

Cupcake ve Cake Pops Yaptım :)

Tarifler tamamen Dilek'ten uygulaması benden oldu, biraz da spontane gelişti aslında. İlk denemem olacağı için basit bir tarifle çalıştım ve hatalarım oldu tabii ki :) Mesela kremam kıvamsızdı, ayrıca krema torbasını kullanmak araba kullanmaktan daha zor bence :)

O yüzden şimdilik bu iki fotoğrafı yüklüyorum, fazlası için bakınız: Dilek'in blogu



5 Eylül 2013 Perşembe

Kolay Yaş Pasta

Muffin yazımda yeni kek kalıpları aldığımdan bahsetmiştim, dün de niyetim kalpli kalıbı kullanmaktı fakat pandispanyayı çıkarma konusunda emin olamadığımdan kelepçeli kalıbı denedim. Pandispanya için Dr. Oetker pandispanya karışımını kullandım.


Nasıl yapılacağı arkasında yazıyor zaten, iki yumurta 7-8 yemek kaşığı su ekleyip 160 derecede 30-40 dakika pişiriyoruz.


Üzeri için kremayı -ki krema diyemeyiz muhallebi tarzı bir şey- kayınvalidemin tarifiyle yaptım. Daha önce bize defalarca yapmış biz de afiyetle yemiştik, sağolsun. Bu sefer de ben denedim.

3 su bardağı süt
2 yumurta
9 kaşık şeker
3 kaşık un
1 paket vanilya
150 gr margarin

Margarin dışındaki tüm malzemeyi karıştırarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirip, ocaktan aldıktan sonra margarini ekleyin. Ardından blenderla 5 dakika çırpın.

Benim acemiliğime geldi pandispanyayı iki kat yaptım sadece, bu malzemeyle çok rahat üç kat yapabilirsiniz özellikle bol kremalı seviyorsanız. Ayrıca muz da dilimledim pandispanyanın arasına tabii bu tercihinize bağlı. Üstüne kakao serptim ve yine muz yerleştirdim. 




Basit ve kurtarıcı bir tarif olduğunu düşünüyorum, umarım beğenirsiniz. 
Afiyet olsun :)

29 Ağustos 2013 Perşembe

Big Kakaolu Muffin

Kek konusunda yetenekli olsam da karmaşık tarifler hiç bana göre değil. Ama karar verdim bu işleri öğreneceğim en kısa sürede :)
Aslında bugünkü maceram Tantitoni'ye uğrayıp kek kalıpları almamla başladı, ha onun öncesinde Dilek'in leziz pastalarını görüp iç geçiriyordum ben neden yapamıyorum diye. Tantitoni alışverişiyle de gaza gelip en kolay yoldan pastacılığa giriş yaptım. Nasıl mı? Tabii ki Dr Oetker ile :)
Olsun bence bu da bir adım kendi muffinlerimi, cupcakelerimi, sonracığıma pandispanyalarımı, pastalarımı yapacağım günler de gelecek elbet:))
Hem bütün yetenekli bloggerlar çatır çatır muffinler cupcakeler paylaşıyor da ben geri kalır mıyım? Diyeceksiniz ki hani sen diyetteydin, hala öyleyim ağzıma bile sürmedim ama eşim ve kardeşim bayıldı muffinlere, ben de denemek isteyip de cesaret edemeyenler için paylaşayım istedim bugün yaptıklarımı.

Kakaolu muffin karışımını kullandım


Kutudan kağıt muffin kalıpları çıkıyor, ben bugün aldığım kalpli silikon kalıbı tercih ettim

Fırından mis kokular gelirken

15 Dakikada piştiler

Ve afiyet oldu bile bizimkilere :)

Bu arada ev yapımı muffin tariflerinize açığım, tutturabilirsem burdan yine bir tarif paylaşmış olurum hem :)

Bakalım sıradaki yazı neyle ilgili olacak :)

Sevgiler herkese...

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Diyet :(

Diyet muhabbetini de, kalori hesabını da hiç sevmem oldum olası hayatımda da yapmamışımdır. Kilomdaki değişiklikler hep isteğim dışı olmuştur yıllardır fakat şu bir yılda çılgıncasına kilo aldım, mecburen fren basmam gerekti. 

Gün içinde yeterince hareket etmemem, kayınvalidemin lezzetli yemekleri, eşimin iştahı derken olanlar oldu, şimdi diyet zamanı. Çok yiyen bir yapım hiç bir zaman olmamıştır lakin abur cubur ve hamur işine inanılmaz düşkünüm ve tabii ki çikolata ♥

Şu an beni en çok zorlayan şeyler çikolata ve hamur işleri zaten. Yine de bir şekilde bu hayata alışıp sadece diyet olarak değil sağlıklı beslenme adına mümkün olduğunca bu şekilde beslenmek istiyorum.

Good old days


Çikolatalar, çaylar, kurabiyeler benden sorulurdu :'(

Şimdi ise şu hallerdeyim

Bol şans dileyin bana, bu aralar ihtiyacım var :/ Çikolatalarla vedalaşmak hiç kolay değil zira...

15 Temmuz 2013 Pazartesi

İki Kişilik İftar Soframız

Evliliğimizin ilk ramazanı bu. Yaz tatiline denk gelmesi sebebiyle de iftar sofrasını özenerek hazırlayabiliyorum, içime siniyor çok şükür. Gerçi uzun açlık ve sıcağın etkisiyle pek bir şey yiyemiyoruz sofrada. O yüzden mümkün olduğunca hafif yemekler yapmaya çalışıyorum. Çorba ve su ağırlıklı besleniyoruz desem yeridir.

Bu akşam menüde mercimek çorbası, taze fasulye ve cacık vardı. Yemekleri değil de sofrayı paylaşmak istedim sizlerle, hem belki evlenecekler için de fikir vermiş olurum :)

Hepinize hayırlı sağlıklı ramazanlar diliyorum...







23 Haziran 2013 Pazar

Ben Geldim :)

Uzun zamandır yazmıyor yazamıyordum malumunuz. Ne oldu nerelerdeydin diyenlere hemen özet geçiyorum :)

İlk zamanlar okul işleri çok yoğundu, son yazılılar sözlüler derken yazmaya fırsat bulamadım. Sonrasında Gezi Parkı direnişi başladı, o süreçte burdan ve Facebook sayfamdan paylaşım yapmayı tamamen durdurdum. Böyle böyle derken haziranın 23'ü olmuş :)

Bu arada başka neler yaptın derseniz; pazara gittim mesela 
Çarşamba pazarı var burda hepiniz duymuşsunuzdur tahminimce, evdeyken pazara gideyim dedim. Yaz iyiden iyiye kendini hissettiriyor, meyveler sebzeler çeşit çeşit. Bir kaç bi şey aldım


Yine yazdan mütevellit bahçede çiçek açım merasimi tam gaz devam ediyor, bahçeyle ilgilenmem gerekti


Balkon düzenlemesini tamamladım onun ilgili ayrı bir post hazırlamam lazım aslında;  şu fotoğrafla yetineyim şimdilik



Mutfağı yaz için bir kaç ufak değişiklikle yeniden düzenledim



Yaz kahvaltılarının açılışını yaptım





Şimdi tatildeyim, olaylar duruldu, kafam daha sakin ben de sizlere bu yazıyla merhaba demek istedim. 

Herkese sevgiler...


24 Mayıs 2013 Cuma

Tam Buğday Unu

Ne zamandır tam buğday unu ve faydalarından bahsetmek istiyordum sizlere kısmet bugüne oldu, çünkü bu akşam tam buğday unlu kek yapmıştım, onu fotoğraflama fırsatım oldu :)

En basit haliyle şöyle anlatayım; 
buğdayın üç kısmı var:

Endosperm: Nişasta ve karbonhidratın depolandığı kısım ki beyaz un bu kısımdan elde edilir.

Kepek: Buğdayı koruyan dış kısım.

Ruşeym: Protein ve minerallerin bol miktarda bulunduğu, buğdayın özü diyebileceğimiz kısım.

Biz beyaz un ve ürünlerini tüketerek aslında obezite, şeker hastalığı ve kanser olmak üzere bir çok hastalığa davetiye çıkarıyoruz. Çünkü beyaz un yukarıda yazdığım kısımlardan kepek ve ruşeym elenerek elde ediliyor. 

Ben uzun zamandır evde tam buğday unu kullanıyorum, damak tadı olarak alışması hiç zor değil. Diğer una göre biraz fiyatı farklı ama neler para harcadığımızı düşünürsek lafını etmeye bile değmez. 

Bu akşam kek yaptım demiştim tam buğday unuyla, tarifini vereyim. Esmer şeker kullandım ama şekersiz kek tarifleri de buldum, deneyip onları da paylaşırım ileride. 

Malzemeler:

3 yumurta
1 orta boy su bardağı esmer şeker
1 orta boy su bardağı sıvı yağ
1 orta boy su bardağı süt
1 çay bardağı ceviz
1 tatlı kaşığı tarçın
hamur kabartma tozu ve vanilin ile alabildiği kadar un

Yapımı klasik kek tarifi. Yumurtayla şekeri iyice çırpıp ardından diğer malzemeleri, en son olarak da hamur kabartma tozu, vanilin ve unu ekliyoruz. Orta boy bir kek kalıbına ya da yuvarlak borcamların büyüğüne sığacak bir malzeme çıkıyor yukarıdaki tariften. 

160 Derecede 50 dakika kadar pişirdim, turbo fırında. Yine de her fırın farklı oluyor, standart kek pişirme sürenizde pişer diye tahmin ediyorum. 

Buyrun bunlar da fotoğraflar, afiyet olsun :)




28 Nisan 2013 Pazar

Vefa Bozacısı

Okulum Vefa'da olunca Vefa Bozacı'sının da müdavimi oldum haliyle. Bozayı hiç sevmezdim ta ki Vefa'dan boza içene kadar. Boza aslında tatlıymış bunu biliyor muydunuz :) Ben yeni öğrendim de :)

Unkapanı'nda Müze Durağı'nda inip Reşat Nuri Sahnesi'nin hemen yanındaki sokaktan Vefa'ya giriyorsunuz. ambalajcıların önünden ilerlediğinizde soldan ikinci sokağın köşesinde Vefa Bozacısı'nın tarihi binasını görebilirsiniz.

1876 Yılından beri  boza satan Vefa Bozacısı'nın hemen karşısında dileyenler için Vefa Leblebicisi de var ki o da 1922'den hizmetteymiş.

Şu sıcakta ne bozası demeyin lütfen çünkü bu bozanın yazı kışı yok her mevsim satılmakta her mevsim içilmekte, yazları şıra da satıyorlarmış onu henüz içmedim bakalım beğenirsem onu da yazarım :)

 Bu yazı da fotosuz değil tabii ki :)

Vefa Bozacısı'nın dıştan görünüşü


Dükkandaki her şey orijinalliğini koruyor

Atatürk'ün boza içtiği bardak

Herkese sevgiler...

12 Mart 2013 Salı

Akşama ne yemek yapsam? (Mantar sote)

Bu iş günü akşamının yemeği mantar sote.

 Bu blog yemek blogu değil ben de aşçı ya da tüm günü evde geçiren, yemek için saatler harcayabilen bir ev hanımı değilim. Bu nedenle yemek tariflerimde mucize lezzetleri değil kısa zamanda yapılabilecek lezzetli yemekleri vadediyorum diye hatırlatarak sote tarifine başlayayım :)

Malzemeler:

Yarım kilo mantar
2 Orta boy domates
1 Orta boy soğan
1 Limon
3 Sivri biber
Zeytin yağı
Bir tatlı kaşığı biber salçası
Tuz, kekik


Mantarları bol su ile yıkayıp kararmaması için, içinde limonlu su bulunan bir kaba atalım.



İçinde limonlu su bulunan kapta bekleyen mantarları sırayla alıp ortalarından ikiye keselim ve yaklaşık 2 su bardağı suda yaklaşık 20 dakika haşlayalım.




Mantarlar haşlanınca 5 yemek kaşığı zeytin yağında bir orta boy ince kıyılmış soğanı kavuralım. Ben salçasız yemek yapmadığımdan bir tatlı kaşığı kadar biber salçası da ilave ettim. Siz isterseniz eklemeyebilirsiniz.


Kavrulmuş soğanlara mantarları da ekleyip bir kaç kez karıştırdıktan sonra, rendelenmiş domatesleri ve ince doğranmış biberleri ekleyelim. Ben çok ince doğramadım çünkü biber yemiyorum :) Büyük doğrayınca ayıklaması kolay oluyor :)



 Yaklaşık 2 bardak su, tuz ve baharatları da ekledikten sonra 15 dakika kadar ağzı kapalı bir şekilde orta ateşte pişirelim.


Bu tarifle yaklaşık 40 dakikada gayet lezzetli ve sağlıklı bir yemek yaptınız hanımlar. Elinize sağlık, afiyet olsun :)


Sur Ocakbaşı


Sur Ocakbaşı İstanbul'daki sayılı kebapçılardan, zaten namını mutlaka duymuşsunuzdur :) 

Bu ününün sebepleri arasında etleri özel olarak getirtmeleri ve her yemek için özel ustaları olmasını sayabiliriz. 

Sur kebap adıyla satılan serviste; şiş kebaptan Adana kebaba, lahmacundan tavuk şişe türlü çeşit kebapla sebzeli bulgur pilavı var. Oldukça doyurucu fiyatı 22 lira. 



Ben ilk gittiğimde Adana yedim. Bir Adanalı olarak, Adana dışında yediğim en güzel Adana'ydı diyebilirim. İkinci ziyaretimde şiş kebabı denedim, yediğim en pamuk etti ki ben parça et hiç sevmem yiyemem, çiğneyemem. Et değil pamuktu o kadar diyim :))

Büryanı ben denemedim ama eşim çok beğendi, çiğ köftesi de oldukça başarılı. Sur'a gidince özel Sur tatlısını da mutlaka tadmayı ve özel bakır tasla ayranlarını içmeyi ihmal etmeyin.



Nasıl gidilir diyorsanız, Fatih İtfaiye'nin tam arkasında Kadınlar Pazarı'nda.

 



Afiyet olsun :)

8 Mart 2013 Cuma

Mıhlama

Yıllar evvel Hisar'da bir kahvaltıda tadına bakmıştım ilk kez mıhlamanın, sonra ne yemek ne de yapılan bir yere gitmek kısmet olmadı. İstanbul dışında -ve tabii ki Karadeniz dışında- pek yapıldığını görmedim zira. İstanbul'da yaşamaya başladıktan ve Malta Çarşısı'nı keşfettikten sonra mıhlama konusunda çalışmalara başladım. Mıhlama için gerekli malzemeleriMalta Çarşısı'ndaki Malta Huzur Yoğurçusu'ndan temin ediyorum. Buradan daha önce Fatih Camii yazımda bahsetmiştim.

 Gelelim mıhlamanın yapılışına; farklı tarifleri olsa da benim bir kaç kez denedikten sonra karar kıldığım tarif şu şekilde:

Malzemeler:

2 Yemek kaşığı tuzlu sarı tereyağ
2 Yemek kaşığı kavrulmuş mısır unu
1 Kase su ve süt karışımı
1 Kase Trabzon peyniri (mıhlama için derseniz daha sağlıklı olabilir)



Tereyağını orta ateşteki tavada kızana kadar ısıtalım



Mısır ununu ekleyip çok az kavuralım. Mısır unu kavrulmuş olduğu için bir dakika kadar kavurmak yeterli olacaktır.



Su ve süt karışımını kavrulmuş mısır ununun üzerine boşaltıp koyu bir kıvam alana ve tereyağı yüzeye çıkana kadar karıştıralım


Peynirleri ekleyip, eriyene kadar kısık ateşte karıştıralım


Şöyle bir görüntü elde ettiyseniz mıhlamanız hazır demektir, afiyet olsun :)