4 Nisan 2013 Perşembe

Rumelihisarı

Hisar'la ilgili ne zamandır yazmak istiyordum da bir türlü fırsat olmadı. Bu akşam madem evde yalnızım fotoğrafları ayarlayayım da bloga koyayım dedim. Bu postta çok yazı yok çünkü fotoğraflara bakıp, manazarayı hatırladıkça ne desem az gelir gibi geliyor. Buyrun Hisar'ın tarihi ile başlayalım


Rumelihisarı'na biz arabayla gitmiştik hemen girişte otopark var park sorun olmuyor. Otobüsle gideceklereyse Hisarüstü otobüsleri ile gidin derim, yürüyerek aşağı doğru inin o şahane evleri o manzarayı görün. Arabayla inince fotoğraf çekmeye çok fırsat olmadı yağmur da vardı o gün ama bahar geliyor mutlaka yeniden gitmek, gezmek lazım.

Hisar'ın girişinde topların sergilendiği bir alan var

Girişin sağında ve solundaki merdivenler ile surlara çıkmak mümkün

Yukarılardan manzaraya doyum olmuyor






Şu ev mi desem köşk mü desem yalı mı desem kimindir neyindir bilemedim ama hastası oldum desem az kalır

Burası da bir zamanlar meşhur Hisar konserlerinin yapıldığı yer

Hava güzelken gidip -yer bulabilirsek tabii- banklarda keyif yapmak lazım

Bu aralar hayat epey yoğun yorucu benim için, balkon düzenlemesi henüz bitmedi unuttum sanmayın :) Ayrıca  nerdeyse çöp durumundaki bir mobilyayı yeniledim onun fotoğrafları da yakında burda olacak.

 Şimdilik bu kadar, sevgiler hepinize...




31 Mart 2013 Pazar

Etamin/Çarpı işi (Cross Stitch)

Yıllar önce yaz tatilinde anneannemden öğrenmiştim etamini. Tabii o zamanlar böyle çeşit çeşit örnekler yoktu varsa da biz bilmiyorduk :) Şimdi bloggerlar arasında bir etamin salgını almış gidiyor çok da iyi ediyorlar. Hem vakit geçirmek için hem de el emeği sadece size ait parçalara sahip olmak için en güzeller yollardan biri etamin. Bense çok sabırlı biri değilim maalesef :/  Ufak tefek parçalar belki ama etamin tabloları gördükçe bunu yapan insan olamaz derken buluyorum kendimi. 

Goblen tablolar da zira insanın ağzını bir karış açık bıraktıran cinsten. Farkları ne derseniz etamin çarpı şeklinde işlenen nakışken goblende sağa yatay tek çizgi var. Kaneviçe ise delikli kumaşa değil ketene yapılan nakış. 

Bu yazıda çok konuşmak yerine birbirinden güzel etamin örnekleri ve şablonları ile başbaşa bırakacağım sizi.




 Bu tabureye bayıldım! Etamini en çok tabure ve puflarda beğeniyorum ama kullanmaya kıyabilir miyim? Hiç sanmam.





 Bu pano da çok şirin.




 Çok şık.


Bunlar da denemek isteyenler için seçtiğim şablonlar





 Elimdeki goblen bitince bunu deneyeceğim, şahane bir pano olmaz mı sizce de?







 Bu demlik de yapılacaklar arasında yerini aldı. Gerçi ben bunlara bitirene kadar 40 yaşına falan gelirim herhalde.

Bunlar da çocuklar için 


Bu da benim hummalı bir çalışma içinde olduğum goblenim :)

Herkese sevgiler...



25 Mart 2013 Pazartesi

Yaşam Odası Dedikleri

Geleneksel Türk evlerinde bir oturma odası bir de salon dekorasyonuna yer verilirken son dönemde iki ayrı oda yerine tek bir odaya dönüş başlamış durumda. Bunda hem büyükşehirlerde evlerin metrekarelerinin giderek küçülmesi hem de çalışan kadınların iki ayrı oda yerine tek bir odayı temizleyip yerleştirmeyi yeğlemesi pay sahibi. 

Ben de evimi dekore ederken tek bir oda kullanmayı tercih ettim. Evimiz iki oda bir salon olduğundan bir oda yatak odası yapıp bir odayı da şimdilik misafire -ileride çocuğa- ayırınca geriye tek bir oda kaldı. Zaten oldum olası salon fikri bana soğuk gelmiştir, hiç kullanılmayan müze gibi bir oda fikrine nedense ısınamadım bir türlü :)

Evlenirken eşyaları almadan önce epeyce bir mağaza gezip dergi karıştırdım. Beğendiğim bir çok dekorasyon arasında hem evin ruhuna en uygun olanı hem de ihtiyaçlarımıza cevap vereni tercih etmek için günlerce dekorasyon dergisi karıştırıp bu konularda bana göre daha tecrübeli arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulundum.

Sonunda en sevdiğim  ve içimin en ısındığı görüntülerin bunlar olduğuna karar verdim:




Açık renk ahşapla yine açık renk koltukları ve bu ikisini tamamlayan soft renkleri yaşam odalarına çok yakıştırıyorum. 
Şansıma bu koltuklar da bu aralar oldukça moda ve mobilya mağazalarında sık sık karşımıza çıkıyor. 

Ben köşe takımı ve berjeri Tepe Home'dan aldım.





Yemek takımını bulmak biraz sıkıntıydı malum bu aralar pek moda olan tercih edilen parçalar değildi istediklerim. Onu da tesadüfen Tepe Home'da gördüm hem de oldukça uygun bir fiyata.




Televizyon sehpası olarak mevcut bir sehpayı yenileyerek kullanmaya başladık.


İşte bizim yaşam odamız böyle :) Yeni yazıda buluşmak üzere, sevgiler...


23 Mart 2013 Cumartesi

Tavsiye ediyorum (Clinique)

Diyorum ki deneyip de memnun kaldığım ürünleri burada sizlerle paylaşayım, hem siz takip edenler hem de Google'da bu ürünlerle ilgili yorum arayanlar için fikir olur. 

İlk tavsiyem Clinique ürünleri.


Cildim için Moisture Surge nemlendirici kullanıyorum. 



Yağsız jel formülü ile cildi 24 saate kadar nemli tutuyor. Oldukça hafif bir dokusu var, makyaj öncesi kullanım için de uygun.

Göz çevrem için kullandığım farklı ürünler var. İlki Intensive Eye Cream:

Göz çevresindeki çizgi ve kırışıkların oluşumunu önlüyor, göz çevresine daha açık bir renk vererek sağlıklı bir görüntü sağlıyor.

Göz çevresi için en memnun kaldığım ürün All About Eyes Serum. Bendeki deneme boyu ama bitince orijinal boyunu alacağım kesinlikle. 


Göz çevresindeki morluk ve halkaları anında geçiriyor desem abartmış olmam herhalde.

Kullandığım son ürün ise All About Eyes krem



Bu krem de özellikle şişliği önlemede oldukça başarılı. Aslında göz çevresi sorunlu biri değilim ama düzenli olarak kullandığım repairwear dışındakileri özellikle yorgun olduğum dönemlerde kullanıyorum çünkü göz çevresindeki problemlerin insanın ifadesini direkt etkilediğini düşünüyorum.

Son olarak tavsiye edeceğim ürün ise Take The Day Off



Yağlı bir yapısı var, günlük makyajdan ziyade waterproof malzemeler için ideal. Özellikle göz makyajı için kullanıyorum, alerji yapmıyor herhangi bir kızarıklığa kaşıntıya neden olmuyor.

Şimdilik bu kadar, bir ara Clinique'in makyaj ürünlerinden de bahsederim :)

Sevgiler...